Yeni yılınız kutlu olsun! Biliyorum, Ocak ayında değiliz. Ancak, yaratıcılık içeren her şey için yeni bir yılın başlangıcını simgeleyen Cannes Lions 2019 kısa bir süre önce gerçekleştirildi. Sektör, temiz bir sayfa açmak, geride kalan yılda nelerin işe yaradığına bakmak ve ufukta neler olduğunu öğrenmek için her yıl Cannes'da bir araya geliyor.
Akşam etkinliğinde sektörün önde gelen isimleriyle görüştükten ve bazılarını da Google Beach sahnesinde dinledikten sonra bende iz bırakan bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.
Çeşitlilik ve kapsayıcılık üzerine
Birileri 2019 Cannes Lions'da en çok kullanılan kelimelerin kaydını tutsaydı büyük olasılıkla "çeşitlilik", "kapsayıcılık" ve "temsil" listenin başında olurdu. Çeşitlilik ve kapsayıcılık, sektörün ciddi ilerleme kaydetmekte zorlandığı bir alan olduğundan haklı olarak etkinliğin sıcak başlıklarından biriydi.
Yalın ve dürüst bir şekilde söylenmiş şu sözlere herhalde hiç kimsenin itirazı olamazdı:
"Yeteri kadar çaba sarf etmiyoruz. Eşitlik bir seçimdir. Bilinçsiz ön yargı ise bir mazeret. … Bu kadar zor olmamalı." — Shelley Zalis, CEO, The Female Quotient
Uzun yıllardır çeşitlilik üzerine bir şeyler okuyanlar için belki de gerçekten bu kadar zordur. Ancak illa ki böyle olması gerekmiyor:
"Daima çeşitlilik içeren ekipler kurarak çalıştım. Böylesi hem iş için daha iyi hem de daha eğlenceli. Şu anda ekibim beklentilerimi bildiği için çeşitlilik kültürü kendiliğinden oluşuyor." — Andrea Diquez, CEO, Saatchi & Saatchi New York
Ancak iş sadece sayı tutturmakla bitmiyor. Çeşitlilik ve kapsayıcılığın bir şirketin genlerine işlenmesi gerekiyor:
"Çeşitlilik ve kapsayıcılıktan söz ediyoruz. Çeşitli yeteneklere sahipseniz bunları liderlik pozisyonlarına yerleştirmeniz gerek. Çeşitlilik ve kapsayıcılığın bir arada olması çok önemli... Bu operasyonel değil, felsefi bir mesele." — Luis Miguel Messianu, Kreatif Bölüm Başkanı ve CEO, Alma DDB
Yaratıcılık ve veriler arasında bir çelişki yok. Ancak ikisinin de değerini bilmeniz gerek.
Sektör bir süredir "Bilim mi sanat mı?" ya da "Veriler mi yaratıcılık mı?" gibi bir düşünceye saplanıp kalmıştı. Ancak, yaratıcılık ile verilerin birlikte daha iyi oldukları düşüncesine doğru bir kayış yaşandı. Bazıları için, artık tartışılması gereken konu bu verilerin nasıl ve ne zaman kullanılacağını anlamak.
Veriler ve teknolojiye bu kadar odaklanılmasına rağmen, hisler, içgüdüler ve önsezilerin de yaratıcılıkta hâlâ büyük pay sahibi olduğu kabul edilen bir gerçek. Birine ya da diğerine değil, hem verilere hem de hislere ihtiyacımız var.
Şu sözlere de birçok kişinin katıldığı dikkatimi çekti:
"Verilerin bir öyküsü olmalı ve bu öykü bilgisayarımızdaki bir tabloda değil, hayallerimizde doğar." — Ben Jones, Global Kreatif Direktör, Unskippable Labs, Google
Dünyadaki bütün verilere sahip olabilirsiniz, ancak bunlar hislerin ve ilhamın yerini alamaz:
"İnsanlara bir şey vermeden onlardan karşılık alabileceğinize inanmıyorum. ... Eskiden el çantaları üreten bir şirkette çalışıyordum ve çantaların üzerindeki kilitlerle ilgili bize ilham vermesi için ekibimi bir havacılık şirketine götürmüştüm. Kendi sektörünüz dışındaki sektörlerden ilham almalısınız. ... Verileri hislerle harmanlamalısınız." — Ivy Ross, Donanım Tasarımından Sorumlu Başkan Yardımcısı, Google
Veri yüklü yaratıcılık söz konusu olduğunda, bu değerli bilgileri işe koşmak bilim olduğu kadar sanat olarak da görülebilir. Diğer bir deyişle, verilerin süreçteki yerini bilmeniz ve bunlardan bir şey yaratmaya istekli olmanız gerekir:
"Kreatif ekip üyeleri verilerin yaratıcılık potansiyeli içerdiğinin farkında. Artık ilgi çekici bilgileri süzebildiğimizden emin olmamız ve 'bir yığın Excel sayfası' deyip geçmememiz gerekiyor. — Kris Hoet, Başkan Yardımcısı ve İnovasyon Global Sorumlusu, FCB
Yaratıcılığın yeni yılı, onu destekleyen teknoloji ve şekillendiren farklı bakış açılarıyla tanışın.